Bugunlerde oyle cok aldatma - aldatilma hikayesi
duyuyorum ki...Avaz avaz ' Yeni mi ogrendiniz arkadasim var boyle birsey, yok
mu saniyordunuz !! ' diyesim geliyor. Ne oluyor kuzum yoksa Ademle Havva size
yanlis bir masal mi anlattida siz oyle buyudunuz....
Ben ilk aldatildigimda 19lu yastaydim. Aman ne
zor geldi aldatilmak..On senelerce atamadim icimden acisini.. Buyukbas
hayvanlari muhurledikleri alev kizil demirin deride biraktigi iz gibiydi izi,
sesi kulaklarimda patliyordu kor demirin ve golgemde bile goruyordum rengini
yaramin ... O zamanlar sadakatsizligin varliginin bile farkinda degildim. Oyle
ya evlenecektik biz pic pic cocuklarimiz falan olacakti .. Sadece nasil
hissettigimin farkindaydim tabi birde gitmekle kalmak arasinda secim yapmak
zorunda oldugumun.. Tanimadigim bu hissi yillarca gorduklerim, duyduklarim ve
yasadiklarimla egittim artik cok iyi arkadasiz onunla.Simdi 30lu yastayim,
aldatildiginda gelen o his var ya hani, uzaktan uzaktan gelir yuzune bir kan
bahcesi oturur ,bogazina birden iki kirli el yapisir biri onun biri kotu
kadinin eli... Yutkunamassin, anlayamassin, anlamlandiramassin,cikamassin isin
icinden,hep bir cogalirsin ama tasamassin,olumu tadarsin askin icinde .. Iste o
his yok bende artik yerini yeni vurulan anestezi siringasi hafifligine birakti.
Oyle rahatim ve oyle genis anlamlandiriyorumki sadakatsizligi...
Aldatmanin bir durum oldugunu ve bu durumu kabul
etmenin yada etmemenin kendi secimimiz oldugunu biliyorum artik .Olmus bitmis
bir durumu degil ama o duruma karsi hissettiklerimizi degistirebilecegimizin
farkindayim.
Zihnimize ne kadar soz gecirirsek hislerimizin
yarasiz beresiz kurtulma oraninin o kadar yuksek oldugunu goruyorum mesela..
Kimseye etiketler vermemek gerektigini gun gun
yasayarak ogreniyorum..
Babanizin bir arkadasinin degerli esi sevgili
noktanokta Teyze, etegini duzelterek kosar adim sag koseden genc yelkenci cocuk
pantolonunun fermuarini cekerek sol koseden ciktiginda, teyzelerin annelik ve
eslik disinda islerinin oldugunu anliyorsunuz. O gunden sonra teyze kavrami
gidiyor yerine insan kavrami geliyor... Insan degil mi iste diyorsunuz
yargilamak yerine ... Sonra anliyorsunuz ki yok oyle ogretilmis sifatlarin
gercekligi..
Kuaforunuzun yeni bebegi olmus bir gun yana
yakila ofisinize geliyor telefonlar susmuyor ne olur Sevgi bosa beni yoksa
kendimi oldurecegim... Dur bir dakika 2 aylik bebegin var belki gelip gecer bu
firtinalar bekleyelim biraz diyorsunuz, davayi geciktirmek icin binbir takla
atiyorsunuz, bebegin yerine kendinizi koyuyorsunuz ... Oyle ya yaziktir
gunahtir ... Gun gecmiyor karsinizda yine o aglak adami buluyorsunuz ve sonunda
bosuyorsunuz bu iki guzel insani....Anlamiyorsunuz ne bu acele... Akliniza da
gelmiyor degil ne oluyor kuzum ne bu acele birisi mi var diye ... Yoktur oyle bir
durum bu adam sizin anlayamayacaginiz kadar cok aci cekmektedir ve karisiyla
bir gun daha gecirirse katil olacak haldedir...Peki o halde der bosarsiniz 2
aylik babayi.
Bir hafta sonra ofisinize en sevdiginiz eczaci
noktanokta Abla gelir (Bu eczaci Abla kuaforun bebeginin ebesi ve kuaforun
karisinin en yakin arkadasidir ayni zamanda) yana yakila . 'Ne olur bosa beni
hic birsey istemiyorum yeter ki bosa...'.Hassiktir ne oluyor oglum ya tum
mahalle bosaniyor kafasina girersiniz inceden ... Dur bir dakika en azindan
nafaka alalim dersiniz ne yapacaktir bu guzel Abla tek basina cocukla oyle orta
yerde.... Eczaci ablanin 11 yasindaki ogluna bosanmayi anlatirsiniz azar
azar... Cocuk karsinizda aglar siz yutkunur, gozyaslarinizi evinize
saklarsiniz. Sonunda tek celsede bu guzel ablayi da bosarsiniz. Pek serefli bu
iki insanin yeni dogum yapmis bir kadinin hayatinin icine sicmis olduklarini
ogrenirsiniz sonra .... Kelimeler az gelir yorumlayamazsiniz..Vay anasini
Bostancinin mutevazi semt sakinleri dersiniz icinizden....
Sonra bir adam secersiniz kendinize;
ogrenirsinizki bu guzel adam dun, guzel bir arkadasinizi bir guzel
yemis...Sonra bir baska guzel adam secersiniz arkadasi da guzel gelir arasira
gozunuze, sonra ilk guzel adam sirtini doner donmez arkadasini alirsiniz. Tabi
tabi hep baskalari mi yapar sandiniz siz de yaparsiniz boyle seyler...
Armator muvekkillerinizin is gezilerinde
yanlarinda getirdikleri genc kadinlari izlersiniz sonra ... Calistiginiz bir
ofiste kucak kucaga durumlara sahit olur,pardon deyip kapilarini kapatirsiniz
bazen. Muvekkil bir sirketin 70 yasindaki pek muhterem pek efendi pek mason
genel mudurunun ofis tuvaletinde 19 yasindaki kizla is ustunde yakalanisini
dinlersiniz detayiyla .... Koca parasi yedikleri icin peh peh gerilen aldatilmis
kadinlarin platform egolarini gorursunuz sokaklarda.. Hepsinin kocalari cok
asil adamlardir hic oyle les kadinlarla isleri yoktur o kadar yogun tempolari
vardir ki bu adamlarin, kadin gorecek halleri bile yoktur. Sonra o adamlara
rastlarsiniz bir yerlerde verseniz suracikta alacaklardir sizi ....
Tatile gidersiniz, iki evli ciftin karilarini
odaya gonderdikten sonra ayni otelde baska oda tutup atesli bir sex
yasadiklarini duyarsiniz....
Yani diyecegim o ki baylar bayanlar var boyle bir
sey... Iliskinin boyutu ne olursa olsun karsinizdaki insani ailesine,
statusune, maddi durumuna,ezikligine veya suzuklugune, yasina, tipine gore
yargilamayin bir gun gelir o basina guzel sifatlar ekleyerek bahsettiginiz
insanlar sizi de aldatir ...Sevdiklerinizi de aldatir.. Cunku aslinda onlar
insandir.... Hicbirisi sahsiyetlerinden ve ruhlarindan ote degildir.
Siz yeterki kendiniz icin dogru olan yolu secin
ve hislerinizi o dogrultuda yonlendirin.Kalmayi sectiyseniz arkasinda durun ve
oyle hissedin yok eger gidiyorsaniz o boktan aldatilma hissinide arkanizda
birakarak gidin... Gittiginiz yer her neresi olursa olsun mutlu olmak icin
gidin ve mutlu oldugunuz icin kalin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder